9 Aralık 2014 Salı

Call Of Duty: Advanced Warfare PC İncelemesi


Büyüklerimiz bizlere sürekli  " Nerede o eski  günler " diye söyleyip dururlardı. Ben bu cümleyi artık anlamaya başlar oldum. Eskiler gerçekten iyiydi arkadaşlar. Konumuz ile ne alakası var diye sorarsanız "Nerede o eski oyunlar" diyebilirim.  Eskiden bir oyun çıkardı Bu oyunu bitirir ve senelerce devam oyununu beklerdik. Hatta o süre zarfında oyunu defalarca bitirir iyice tadını almaya çalışırdık. Günümüzde ise ne yazık ki bu şekilde olmuyor. Bir biri ardına çıkan seriler hem oyunların kalitesini düşürürken hem de içindeki bir çok hata ile canımızı sıkıyorlar. Sürekli olarak devam oyunu çıkmasındaki  en büyük etken ise dağıtımcıların para hırsı. Her sene bir Gta göremezsiniz ama her sene hatta senede 2 tane Assassin's Creed görebiliyoruz. Activision firması da sağ olsun her sene  Kasım ayında yeni bir COD serisi çıkartıyor ve artık oyun iyice kabak tadı vermeye başladı. Serinin  kalitesi düşerken, Activision bu sene diğerler oyunlardan çok farklı bir COD önümüze sundu.

Ben COD serisine Mw3 ile son noktasyı koydum. MW3 oynamadaki en büyük etken ise Captain Price, John Soap MacTavish, Vlamidir Makarov gibi karakterlerin akıbetini merak etmemdi. Black Ops ise önceki oyunların kalitesinden yararlandı ve başarı elde etti. Ghosts' tan sonra seri iyice kabak tadı verdi. Activision, MW 3' ü yapan Sledgehammer  Games' in 3 senelik çalışması ile yeni oyunu piyasaya  sürdü.

Oyunun hikaye örgüsü nasıl gelişiyor ve ne kadar başarılı buna değinmek istiyorum. Spolier vermemek adına yüzelsel geçeceğim. AW gelecekte geçen bir oyun. Ana karakterimiz , Jack Mitchell. Amerika ordusunda asker iken,bir  savaş sırasında trajik bir olay yaşar ve Atlas isimli şirketin özel bir birliğin üyesi olur. Hikâyemiz de bundan sonra başlar. Atlas, askeri alanda, tıp alanında teknolojiler geliştiren ve içinde özel bir askeri birliğin bulunduğu şirkettir. Şirketin başı Jonathan Irons' tır. Ülkelerin başa çıkamadığı terör olaylarını durdurma, insanlığa barış getirme niyeti olan Irons' tan görevler alıp bu görevleri yapmaya çalışıyoruz. Gelecekte geçen bir hikâyeyi anlatan oyunda hikaye klişe olmuş diyebilirim. Gelecek temalı oyunlarda veya filmlerde sıkça göreceğimiz süper ötesi silahlar, dünyayı kontrol etmek isteyen bir adam ve bizim ona karşı olan mücadelemiz oyunda fazlası ile mevcut. Bende her hangi bir merak, şaşırma duygusu uyandırmayan hikâye işleyişi, ara sahnelerdeki videolar ile desteklenmiş. Hikaye ilerledikçe bir sonraki adımın neler olacağı tahmin edebiliyorsunuz. Konuşmayan bir ana karakterimiz var ve robot gibi sadece görevleri yapıyor.  Jack Mitchell oyun içinde hiç konuşmuyor. Verilen görevleri yapmaktan başka bir işe yaramayınca sessiz ruhsuz bir havaya bürünüyoruz. Oyunun içine giremiyoruz maalesef. Eski seriler ile kıyaslamak istemiyorum ama diğer oyunlara göre hikâye kopuk ve çok sönük kalmış.

İNSANLAR ÇİFT YARATILMIŞ DERLER YA PEKİ OYUNLAR?

Öncelikle şunu söylemek istiyorum oyunlar birbirine benzeyebilirler ve ben bunu eksi olarak görmüyorum. Çünkü sevdiğiniz bir özelliği başka bir oyunda görürseniz hoşuna gider. Önemli olan oyundaki kendine has yapıdır. Benzerliklerin yanında, oyuna özgün bir hikaye, sağlam bir karakter koyarsanız oyun başka oyunun kopyası olmaktan çıkar. O yüzden benim yağacağım eleştiriler AW'ın diğer oyunlara benzemesinden dolayı değil yapımcıların yenilikleri oyun içine yedirilmemesinden dolayıdır..

Oynadığınız oyun Call Of Duty olunca iki şey yüksek oluyor. Birincisi oyundaki beklentiniz. Oyuna başlar başlamaz COD oynuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Hemen sıcak bir çatışmanın içinde buluyoruz kendimizi ve elimizde silah ortalığa ateş etmeye başlıyoruz. Bir kaç dakika sonra bakıyorsunuz karşınızdaki düşmanlar çok zeki değil. Oyundan soğuma sebebiniz hemen orada başlıyor. Ben genelde Regular seviyede COD oynarım. Bu oyunda Hardened seviyesi bile zor değil. Yapay zeka pek iyi değil ve yerlerde sürünüyor. Üstünüze koşan ve doğru düzgün siper alamayan düşmanlar kolay hedef haline geliyorlar.  Ondan sonra oyun hakkındaki olumsuz fikirleriniz bir bir ortaya çıkıyor. Düşmanlar için şunu diyebilirim attıklarını vuran cinsten olmuşlar.



Yüksek olan ikinci şey ise  Aksiyon.  Evet, aksiyon dolu bir oyun olmuş AW. Oyunda  aksiyon sahneleri fazlaca göreceğiz ama bana sanki bir şeyler eksik geldi. O kadar aksiyona rağmen yapımcılar bana pek heyecan yaşatamadı. Otoyolda hızla giden arabalardan atlıyor, uçan motosikletler kullanıyor ve hatta uçak uçuruyoruz ama maalesef oyunda bunlar hep tek düze ve scriptlerin izin verdiği şekilde oluyor.  MW '2 deki kar motoru sürdüğünüz sahneyi kimse unutmamıştır. Motor sahnesine benzer bir sahne var ama size hiç aksiyon gibi gelmiyor ve varış noktasına gidelim artık diyorsunuz. Oyundaki gizli görevler ise  MW 'daki Captain Price ile yaptığımız gizli görevlerin yanına bile yaklaşamıyor.

Oyun bize her şeye rağmen COD havası verebiliyor. Sonuçta karşımızda farklı ve yeni bir COD var. Yeniklere açığım fakat yenikler pek başarılı olamamış diye düşünüyorum. Yukarıda dediğim gibi ben oyunları birbirine benzetmeyi pek sevmem ama AW' ın diğer oyunları benzemesinden dolayı güzel olduğunu ama aynı şekilde de başarılı olamadığına inanıyorum. Yakın zamanda Shadow  Of Mordor isimli  güzel bir oyun oynadık. Oyun bize oynanabilirlik ile Assasins's Creed,  dövüş mekanikleri ile Batman oynuyoruz hissi yaşattı. Ben bunu hiç yadırgamadım. Hikaye, işleyiş ve kaymak gibi akıcı grafikler ile çok başarılı bir oyun olmuştu.  Maalesef COD: AW bana göre bunu başaramamış.

SUIT, HEV SUIT, NANO SUIT DERKEN EXO SUIT

Eski serilerde normal bir askeri canlandırırken,  AW' da EXO SUIT ile süper asker seviyesine yükseliyoruz. Zaten oyunun ana teması EXO SUIT üstünde şekilleniyor. EXO SUIT,  Edge Of Tomorrow filmindeki kıyafete benziyor ve daha yükseğe zıplama, daha hızlı koşma, daha güçlü vuruşlar yapma, görünmez olma gibi özellikler katıyor bize. Benim gibi bilim kurgu seviyorsanız gerçekten hoşunuza gidecek bir özellik diyebilirim. Ama işin kötü tarafı bu özelliğin oyunun içine iyi bir şekilde yedirilememiş olması. Çoklu oyuncu modunu daha oynamadığım için orda nasıl bir artı sağlıyor EXO SUIT bilmiyorum ama hikaye modunda işimize pek yaramıyor. Oyun için hayati değeri olan EXO SUIT' i kullanmadan oyunu çok rahatlık ile bitirebilirsiniz.

EXO SUIT , her bölüm için farklı bir özelliğe sahip. Maalesef oynadığımız bölümdeki özelliği kullanmak zorundayız. Oyunun çizgiselliği ve özgür olmayan yapısı da eklenince pek işimize yaramıyor bu suit maalesef. Bir bölümde Gideon " Haydi Duvara Tırman" diyor. Duvara tırmanıyoruz ama oyunun belirlediği scriptler çerçevesinde sadece. Kafanıza göre istediğiniz duvara tırmanamıyorsunuz.  Boost Jump yani yüksek zıplama özelliği güzel olmuş ama harita küçük olduğu için arabaların üstüne ve ya ufak balkonlara zıplayabiliyoruz. Her bölümde de zıplama özelliği yok maalesef. EXO SUIT  oyuna iyice yedirilmiş ve vazgeçilmez bir özellik olsaymış, daha büyük haritalar ile tadından yenmezmiş. Aklıma takılan bir kısım daha var. Bu suit , Nano suit gibi tamamen giyilmiyor. Sırtınıza, kolunuza, belinize, bacaklarınıza takıyorsunuz. Elrimiz açıkta kalıyor ve ayaklarımızda da sadece bot oluyor. Ama koca koca kapılara tekme atıyoruz, elimiz ile yumrukluyoruz. Hiç bir yerimiz kırılmıyor. Gerçekçiliği tamamen yok ediyor maalesef.

AŞIRI YÜKLEME ZAMANI

Sledgehammer  Games,  ben bu oyunu Crysis'e , Titanfall'a benzettim başka neye benzetebilirim diye düşünmüş. Fear cevabını bulmuş. EXO SUIT 'in Overdrive diye bir özelliği var. Zamanı yavaşlatıp düşmanları çok rahat haklayabildiğimiz bir özellik.  Benden mi kaynaklandı bilmiyorum ama oyunda bu özelliği oyun bana hatırlatmadıkça kullanmadım. Güzel düşünülmüş ama gene oyuna yedirilemeyen bir özellik olmuş.  Bu tarz eksikliklerden dolayı EXO SUIT olayı güzel ve eğlenceli olsa da oyunun hem güzel hem kötü yönü oluyor.
EXO SUIT i bölüm geçtikçe geliştirebiliyoruz. Topladığımız inteller , vurduğumuz düşman sayısı belli seviyeye ulaşınca puan kazanıyoruz. Daha hızlı koşma, daha hızlı hedef alma, daha çok bomba taşıma gibi özellikleri ekleyebiliyoruz.



Oyunun iyi taraflarına bakacak olursak. Bolca silah çeşitliği var ve silahlarımız çok kullanışlı. Oyundaki el bombası seçenekleri benim çok hoşuma gitti.  El bombaları düşmanı takip edebiliyor. Öldürmek istediğimiz  bir düşmanı belirleyip ona doğru fırlatıyorsunuz el bombasını ve el bombası düşmanı takip etmeye başlıyor. Düşman siper alsa bile hedefine varıyor ve patlıyor. Gayet eğlenceli olmuş. Bunun yanında emp ve düşmanı duvar arkasından gösteren taktiksel bombalar da çatışmalar esnasında işinize yarıyor. Uçan bir drone  kullandığımız oyunda zorlu çatışmalarda yerimizden kıpırdaman drone ile düşmanları haklıyoruz. Türlü türlü araç ve EXO SUIT 'in gelişmiş bir versiyonunu kullandığımız kısımlar sizi eğlendiriyor.

Grafik motorunun değişmesi ile hem yeni nesle uygun hem de iyi grafikleri olan bir oyun olmayı başarmış AW. Işıklandırmalar ve çevre detayları hiç fena değil. Yapımcıların en çok uğraştığı şey ise her halde karakterlerdeki detaylar olmuş. Duygularını iyi ifade eden ve yüzleri çok gerçekçi bir şekilde karşımıza çıkıyorlar. Bazen zoom yapıp karakterlerin yüzlerine bakmaktan kendimi alamadım zamanlar oldu. Kevin Spacey' i mükemmel olmuş. Zaten oyun  Kevin Spacey sayesinde işi götürdü diyebilirim. Çevri ile pek etkileşimimiz olmasa da  Sledgehammer  Games' in hakkını vermek lazım. Grafikler konusunda iyi iş çıkarmışlar. Oyunun belki de en iyi yanı ise ara video sahneleri. Bu sahneler çok gerçekçi olmuş ve sanki film izliyoruz hissi uyandırıyor. Ara sahneler bitip oyuna döndüğünüzde ise hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Hani ara sahne hani oyun. Oyunda optimizasyon sorunu ile karşılaştım. Tavsiye edilen sistem gereksinimlerinin üstünde bir sistemle bile çoğu yerde performans sorunları yaşadım.  Oyundan aldığım hazzın azalmasına sebep oldu.  Şu oyunlar gold olduktan sonra hiç mi test etmiyorsunuz yahu ?



Oyunda seslendirmeler çok iyi bir şekilde bize sunuluyor. Irons karakterine,  Kevin Spacey' i yüzü dışında sesi ile de can vermiş.  Troy Baker  ise sesini çok sevdiğim ve güzel seslendirmeler yapan bir sanatçı. AW' da Mitchell' i seslendiriyor.  Oyunun içinde konuşmasa da ara sahnelerde sesini duymak güzel. Gideon Emery' nin de hakkını verelim İngiliz aksanı ile iyi bir iş çıkarmış. Patlama ve çatışma sesleri çok gerçekçi ve çatışma içinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Ekip bu konuda da iyi iş yapmış.

İşin bir de çoklu oyuncu yanı var. Çoklu oyuncu modu her zaman iyi olan oyunda gene güzel bir iş başarılmış. Şuan 23 level olduğum oyunda gerçekten keyifli saatler geçiriyorum ve oyuna bağlanmış durumdayım. Senaryo modunda pek işe yaramayan ama çoklu oyuncu modunda EXO SUIT' in gerçek gücünü keşfedebiliyorsunuz. Duvarlardan zıplamak, koruma kalkanları oluşturmak fazlası ile işinize yarıyor. Hikaye modunda yerdiğimiz oyun çoklu oyuncu modunda övgüyü hakediyor. 

Aslında oyun hakkında daha bir çok iyi ve kötü yön yazabilirim ama spolier vermek istemiyorum. Söz konusu oyun Call Of Duty olunca beklentilerin yüksek olması sebebi ile sert eleştirilere maruz bırakabiliyorsunuz oyunu. Üç senede sadece normalin üstünde bir oyun yapabilmeleri beni gerçekten üzdü. Yine de arşivinizde bulunması gerek güzel bir oyun olmuş diyebilirim. Benim bile 7 saat gibi kısa sürede bitirdiğim hikaye modu, EXO SUIT 'in pek işe yaramamasına karşı, seriyi takip ediyorsanız, bol aksiyon, bilim kurgu ve yeni bir Call Of Duty istiyorsanız oyunu oynamanızı öneriyorum.

Artılar: Grafikler, Seslendirmeler, Ara sahneler, EXO SUIT, Çoklu oyuncu modları

Eksiler: Basit hikaye yapısı , Yeni özellikleri pek işinize yaramıyor. Kısa süren hikaye modu

Öztürk UYANIK

6 Kasım 2014 Perşembe

Alien: Isolation İnceleme (PC)



Muhtemelen bu oyunu inceleyen herkes Alien evreni hakkında kısaca bir giriş yazısı yazmıştır. Ben de herkes gibi aynı şeyi yapacağım. Sinema dünyasının kült olmuş ürkütücü yaratığı olan Alien(Xenomorph)1979 yılında Ridley Scott tarafından beyaz perdeye taşındı. O yıllara göre gerek efektleri gerekse atmosferi ile bilim kurgu korku kategorisinde sağlam bir yapım olmayı başardı. 1986 yılına geldiğimiz de ise usta yönetmen  James Cameron  ile seri devam etti.  Bu filmde görsel ve atmosfer olarak gayet başarılı bir yapım oldu. Daha sonra 2 tane daha devam filmi çekildi ama ilk 2 filmin gölgesinde kaldılar. Yine de hikaye ve Alien evrenini tanımak adına 3. ve 4. filmleri izlemenizi tavsiye ediyorum.  2000li yıllarda iki tane Alien Vs Predator filmi çekilse de çok başarılı olan filmler değildi. 2012 yılında çekilen ve yönetmen koltuğuna tekrar oturan Ridley Scott  Prometheus ile insanların  ve Alienların evrimi hakkında bir çok soruyu cevapladı. Alien evrenini daha iyi anlamak istiyorsanız Prometheus filmini kesinlikle izleyin.

Bilim kurgu filmleri arasında kült olmuş Alien ismi yeni bir oyun olan  Alien: Isolation ile  karşımızda. Alien temalı  bir çok platforma bir çok oyun çıktı. Avp(1999)  ve  Avp 2( 2001)  gayet başarılı oyunlardı ve favorilerim arasındadır. Özellikle Avp2  beni çok fazla korkutan oyunlar arasında listemde başlardadır. 3 farklı ırk ile oynayabildik ve hikayeyi 3 ırkın gözünden görebilme şansı yakaladık.  Serinin hayranlarının oyunlarda gördüğü ama bir türlü beyaz perdede göremediği Predator ve Alien karşılaşması sonunda beyaz perdeye geldi.  Alien vs Predator  filmleri çekildi. Ardından oyunları geldi. Tabi maalesef film  oyunları olan bu yapımlar seriyi sevenleri hiç tatmin etmedi. 2010 yılında Sega, Rebellion firmasına  Aliens vs. Predator adında yeninden bir oyun yaptırdı. Ortalama bir oyun  olan ve çoklu oyuncu modları eklenen oyun biraz da olsa seriyi sevenlerin yüreğine su serpti. 2013 yılında  Alien Colonial Marines adında faciaya bir oyun yapıldı. Doğal olarak yerden yere vurulan oyun ile Alien severler iyi bir oyun bekler oldu. Yapımcılar sonunda  sesimizi duydu ve adam gibi bir Alien oyunu elimize geçti.

Alien: Isolation ilk Alien filmi ile bağlantılı olmakla beraber  filmden 15 sene sonrasını konu alıyor. Ana karakterimizin ismi Amanda Ripley. Ripley soyadı size tanıdık geldi değil mi? Ellen Repliy’ in kızı olan Amanda'dır  kendisi.  Biliyorsunuz Ellen hanımın küçük bir kızı vardı. Aradan geçen 15 sene sonra  Amanda  büyümüş serpilmiş  boylu poslu çok güzel bir kız olmuştur. Annesi gibi tamir işlerinden anlayan Amanda, Torrens adlı bir gemi çalışmaktadır.  Annesinin akıbetini  merak ederken gelen bir çağrı ile annesini bulma umuduyla gemideki mürettebatı ile yola çıkar. Yolları Sevastopol adlı bir gemiye düşer. Zaten bundan sonra olaylar zinciri başlamış olur. Oyunu oynamadan önce size tavsiyem Alien filmlerini izlemeniz olacaktır. Oyunda filmlerle ilgili bir çok gönderme bulunmaktadır.

Hatırladınız mı ? ( Alien 1979 )
Mühendislerin fosilleri  Alien 1979)
Alien filminde Ash Ellen' ı böyle öldürmeye çalışmıştı
Hikaye işleyişi gayet başarılı olan oyun size sürekli merak içinde bırakıyor. Alien filmindeki mekanlar gibi her yer. Oynarken tanıdık yerler görür gibi oluyoruz. Filmlerde olan sesler , objeler ve hatta masaların üstünde duran oyuncaklar birebir oyunun içinde var. Bu evreni sevenlerin hoşuna gidecek şekilde tasarlanmış kısacası her detay. Hikayeyi anlatımının dışında ben gerçekten korkacağım bir oyun bekliyordum. Maalesef oyunun korku yönü çok ağır değil.  Size gerilme hissi yaşatan  ve sürekli  tetikte olmanız gereken bir oyun olmuş. Aniden gelen sesler , patlamalar ya da hata yaptığınızda karşınıza çıkan Alien ile arada bir korkup hoplayabiliyorsunuz. 

Sevastopol adlı gemide geçen oyunda geminin nerdeyse her  bölümünü dolaşıp Alien' dan kurtulmak için asansörleri, jenatatörleri çalıştırmak, kapalı kapıları açmak, bilgisayarları hacklemek  gibi  görevleri yapıyoruz.  Bunların dışında tek düze bir oynanışın olmaması gayet sevindirici. Gitmek istediğiniz bir noktaya alternatif yollarımız oluyor. Havalandırma boşluklarından, odaların içinden geçerek Alien' a görünmeden alternatif yollardan gidebiliyoruz.  Oyunda aynı bölümlere tekrar gidebildiğiniz için daha önce açamadığınız kapıları açacak alet edevata sahip olacağımız için o kapıları açıp hem kısa yoldan gidip hem de ekstra malzeme bulabiliyorsunuz.

Oyunda amaç gizlilik üzerine kurulu ve çok dikkatli oynamanız gerekiyor. Oradan oraya koşarak giderseniz düşmanlar için açık hedef haline gelebilirsiniz. Zaten sınırlı sayıda silah ve cephaneniz olduğu için ateş gücünü mümkün olduğunca az kullanmanız gerekiyor. Önüne geleni öldüreyim elimde nasıl olsa tabanca var derseniz önce tahtalı köye gidersiniz.  Dolaplar, masa altları, karanlık noktalar silahlardan daha önemli bu yüzden.  Alien sürekli peşimizde ve ses çıkardığımızda bizi fark ediyor. Sessiz olmanın hayati bir  önemi  olduğundan ben oyunun herhalde yüzde  80' lik kısmını çömelerek oynadım. Alien' ın görme yetisi zayıf olduğundan ses çıkarmazsanız yanınızdan geçip gidebilir ama koşarsanız ve sizi görürse muhtemelen öldünüz demektir. 

 Alien gördüm sanki
Bu manzara ile karşılaşırsanız öldünüz demektir.
Orada burada deli dana gibi dolaşan Alien' ı fark etmemiz için yapımcılar avucumuzun içine bir adet motion tracker veriyor. Bu aygıt ( filmlerde de vardı aynısı)  10 metre mesafede hareket eden nesneleri görmemize imkan sağlıyor.  Alien ya da diğer düşmanlar hareket etmezse size bir bildirim gelmiyor.  Etraf temiz diye yürümeye başladığınızda bir anda karşınıza Alien çıkabiliyor. Maalesef bu  alet havalandırma boruları gibi mekanlarda çalışmıyor. O yüzden motion tracker' ı çok dikkatli takip etmek gerekiyor.  Acelemiz olmadığı için yavaş ve emin adımlarla oynamak hayatta kalmak açısından önemli. 

3 çeşit düşman tipi var oyunda.

İnsan düşmanlarımız tetikte ve  dikkatli bu yüzden sizi gördükleri anda ateş edip yaralanmanıza sebep olabiliyorlar. Öldürülmeleri çok kolay. Tabanca ile ateş edip öldürebilirsiniz ama tabanca sesini duyan Alien gelip sizi de öldürebilir.

İkinci düşman tipi sentetik insanlar yani Working Joe' lar . İnsanlara yardımcı olmak için üretilen bu androidler bir süre sonra bozulup size saldırmaya başlıyorlar. Öldürmek çok zor. Birkaç el ateş ederek öldürebiliyorsunuz. Yakın dövüşte ise şansınız pek yok. O yüzden mümkün olduğunca onlardan gizlenerek oyunu oynamak daha mantıklı. 



Yanan bir Working Joe
Oyunda asıl düşmanımız  ise Alien.  Öldürmenin imkanı olmadığı bu canlı ile karşı karşıya kaldınız mı öldünüz demektir. Zaten oyunun amacı onlardan kaçmak olduğu için karşılaşmamanız sizin için iyi olur . Oldu ki Alien karşınıza çıktı elinizde Flamethrower( alev silahı ) ya da motolof kokteyli varsa bu silahları kullanarak sizden kısa süreli olarak  sizden uzaklaştırabilirsiniz. 

Yapay zeka gerçekten iyi olmuş. Ben oyunun bir kısmını kolay bir kısmını normal zorluk derecesinde oynadım ve  aralarında gerçekten zorluk farkları var. Normal seviyede insanlar sizi gördükleri anda ateş ediyorlar ve hemen vuruyorlar. Alien daha hızlı ve Alien' ın  hisleri daha kuvvetli oluyor.  Ufacık bir seste hemen yanınıza geliyor. Ayrıca sabit  durmuyor,  dolaplara saklandığınızda dolabın önünde durup sizi dinliyor. Ufacık bir seste yakalıyor sizi. Kolay zorluk ayarında da normalden aşağı kalır yanı yok. 

Oyunda crafting sistemi bulunuyor. Size önerim her odayı her çekmeceyi kontrol etmeniz. Bulacağınız parçalar ile tabanca mermileri ve gerekli malzemeleri bulabilirsiniz. Bu malzemeler ile bombalar, ses çıkartıcılar, molotof kokteyli, sağlık kitleri yapabiliyoruz.  Alien ya da düşmanlar ile karşılaştığımız durumlarda işimize fazlası ile yarıyorlar. Düşmana tuzaklar kurabilip  saldırılar  yapabiliyoruz.
Oyunda , demir kesiciler, boru anahtarı, hack aletleri kullanabiliyoruz . Yukarıda dediğim gibi geminin nerdeyse her yerine gidebildiğimiz için zaman zaman eski mekanlara dönüp gizli yerleri, açamadığımız kapıları ya da hack yapamadığımız bilgisayarları hacklemek için kullanabiliyoruz. 

Genellikle kapalı mekanlarda geçen oyunun grafikleri gayet başarılı olmuş. Karakter modellemeri göze hoş geliyor. Alein' ın modellemesi çok sağlam olmuş ve sizi korkutuyor. Terk edilmiş gemi havası iyi sağlanmış ve mekan tasarımları sizi oyunun içine çekmeyi başarıyor.  Özellikle uzayda geçen bölümler çok güzel olmuş. O bölümde hem etrafı inceleyerek hem de nefesimi  tutup oynadığımı  söyleyebilirim. Ayrıca oyunda hafif bir noise efekti var. Benim çok hoşuma gitti bu efekt.

                         
                     
                     
Kötü yönlere gelirsek. Grafik  hataları ile bir çok bug ile karşılaştım. Silahlarınız yerde kalabiliyor. Hem elinizde hem yerde aynı silahtan oluyor. Düşmanların içinden geçebiliyorsunuz. Bir bölümde Joe attığım molotof yüzünden yandı ve kapının arasına sıkıştı. Kapıyı açtığımda Joe yok oldu. Bölümüm geçmem için lazım olan keycard maalesef onunla birlikte gitti. Doğal olarak bölümü geçemedim ve bölümü en baştan oynadım. NVIDA ekran kartı kullanan arkadaşlarda ise  asansörlere bindiğinde  bazen oyun siyah ekrana düşebiliyor. Gerçekten can sıkan ve oyunun eğlencesini düşüren hatalar bunlar.

Havada durun motion tracker

Elimdeki boru anahtarı yerde

Başlıktaki yansıma nereye kaybolmuş

Yapımcılar bizim için değişik bir kayıt sistemi geliştirmiş. Otomatik kayıt sistemi bulunmayan oyunda belli yerlerde kayıt noktalarına gidip oyunu kaydediyoruz. Buraya kadar her şey normal ama 10 15 dakika uğraşıp verilen görevi yapıp kayıt noktasına giderken öldünüz mü gerçekten canınız çok sıkılıyor. İstediğiniz her yerde kayıt noktası yok o yüzden. Belki yapımcılar gerilimi artırmak istediler ama oyuncu gözünden güzel olmadığını söyleyebilirim.


Oyunda seslerin büyük bir önemi var. Orijinal filmin müziklerinin de kullanıldığı oyunda atmosfere uyan müzikler ile gerçekten geriliyorsunuz. Tehlikeli durumlarda  ve Alien' ın yanınızda olduğu anlarda müzik sesleri yükselip gerici bir hal alırken dikkatli olmanız gerektiğini anlıyorsunuz. Ayrıca Alien' ın havalandırma da mı olduğunu yoksa yerde dolaştığını ayak seslerini dinleyip ona göre bir strateji belirliyorsunuz. Tabi bizim ayak seslerimiz de olurda  çok çıkarsa Alien  nerde olduğumuzu hissedip zor onlar yaşamamıza sebep olabiliyor.


Aslında oyun rehber hazırlayacaktım değişiklik olsun diye ama bir anda kendimi inceleme yazarken buldum. Alien evrenini seven, bilim kurgu ve korku temalarını bir arada bulmak isteyenlerin kesinlikle tercih edeceği bir oyun olmuş Alien. Benim  sevdiğim gibi hızlı ve refleks isteyen fps oyunlara bir alternatif olan oyunu ben  beğendim.  Yüz üzerinden 85 puan verebileceğim oyunda hayatta kalmak için mücadele verirken sürekli tetikte olmanızı gerektiren  yapısı ile korku ve gerilimi bir arada yaşıyorsunuz.  Alien Coloniel Marines oyunundan sonra ilaç gibi olacak oyunu korku sever herkese tavsiye ediyorum. 


Öztürk Uyanık

Bonus


6 Ekim 2014 Pazartesi

Insanely Twisted Shadow Planet



Ben pek iki boyutlu oyun oynayan birisi değilimdir. Bir gün nette dolaşırken tuhaf isimli bir oyun gözüme çarptı. Insanely  Twisted Shadow Planet: Türkçe mealine tam getiremedim ama Delirmiş Karışmış Gölge Gezegeni diye google translet çevirisi yapıyorum sizin için :D.
Biraz da uzaylılar işgal etsin uzaylıları değil mi ?

Uzaylıların insanları işgal etmesine alıştık. Yarın bir ufo filosu dünyaya gelse ve bizi işgal etse kılımız kıpırdamaz herhalde ama bu oyunda uzaylıların uzaylıları işgaline tanık oluyoruz uzaylı gözünden. Gölge canlıları gezegenimizi ele geçirmek için saldırıya geçiyorlar.  Yavaş yavaş gezegeni kaplayıp her yeri karanlık gölge dolu bir yer yapmaya çalışıyorlar. Biz ise sakin sakin ufomuzda takılırken birden bu istilayı durdurmaya çalışan uzaylı rolünde buluyoruz kendimizi.


ITSP size bulmaca dolu bir oynanış sunuyor. Oyundaki amacımız haritadaki belirli noktalara ulaşmak. Tabi ki noktalara ulaşmak  basit değil. Önümüzde türlü türlü gölge yaratıkları ve engeller, bulmacalar mevcut. Engelleri ve gölge yaratıklarını aşmamız için de kullandığımız bir ufo var.
 Arabalar, uçaklar ve gemi tarzı araçlardan  sıkıldıysanız birazda ufo kullanmanın keyfini yaşıyoruz oyunda. Küçük bir ufo ile istilayı durdurmaya çalışırken eğlenceyi de beraberinde getiriyor oyun. Ufomuzda çeşit çeşit  silah ve araç var. Radar, ışın silahı, tutamaç, testere,roket atar gibi. Her silahımızın belirli bir görevi var. Haritada istenilen noktaya gitmek için o silahımızı kullanıyoruz. Mesela tutamaç aracımız. Yolumuzu tıkayan ya da denge ile kaldırmak istediğimiz bir ağaca kayaları koyup önümüzü açabiliyoruz.




Oyunun mantığı biraz basit haritadaki belirli noktaya gitmek her ne kadar tek düze bir oynanış gibi gelse de silahlarımızın, araçlarımızın ve oyundaki bulmacaların etkisi ile bu tek düze oynanış biraz olsun hafifliyor.

Sağlam  bir fizik motoruna sahip bir oyun ITSP. Bulmacaların büyük bir kısmı fizik temellerine bağlı. Bulmacaları çözerken zekamızın yanında fizik öğelerinden de bolca yararlanacağız.
Hep bulmaca hep bulmaca olmaz. Bulmacaların yanı sıra arada bir  gelen gölge canlıları ile   boss kapışmaları yapacağız. Bulmaca çözmekten haritada kaybolan nereye gideceğim lan ben dediğimiz anda imdadınıza yetişen boss kapışmaları birazda olsun oyuna aksiyon havası katıyor.
Alan Wake ile hayatımıza giren ışıkla sağlık doldurma bu oyunda da mevcut. Düşmanlara çarptıkça, ya da vuruldukça  bozulan ufomuzu ışık kürelerinin ve ışık çiçeklerinin yardımı ile tamir edebiliyoruz. Ayrıca Işık küreleri bir nevi kayıt noktası görevi görüyor. Öldüğünüzde (gerçi ölmek çok zor) en son girdiğiniz ışık küresinden doğup kaldığınız yerden devam ediyorsunuz.

İki boyutlu bir grafik yapısı sunan ITSP görsel olarak gerçekçi grafiklere değil ama tatlı ve sempatik görsellere sahip. Siyah, beyaz, kırmızı ve sarı renklerin hakim olduğu tonlara sahip. Gölgelerle savaştığımız bir oyunda canlı  renk tonları bekleyemezdik.




Oyun iki boyut olabilir ama sesler beni çok gerdi. Oyunu 2014 yılında oynuyoruz ama oyunda Uzaylı olmamızdan gerek sesler 50 li 60 yılların uzaylı filmlerindeki gibi. Sesler ile farklı bir hava  yakalanmış ve olumlu yönde bir artı kazanmış oyun. Müzikler ise gerici özellikle gece tek başıma oynarken gerildiğim ve tüylerimin diken diken olduğunu söyleyebilirim .

Farkı bir oyun yapısı arayanlar için güzel bir alternatif olan ITSP kendini oynatan ve sıkmayan yapısı ile oyun severlerin ilgisini çekecektir. Kandan, savaştan, zombilerden bıktıysanız denemenizi tavsiye ediyorum.


Artılar: iyi fizik motoru, sıkmayan bulmacaları eğlenceli oynanış
Eksiler: bazen haritada kayboluyorsunuz,



4 Ekim 2014 Cumartesi

Metal Gear Solid V Ön İnceleme


MGS serilerinin  bende her zaman ayrı bir yeri olmuştur. Lise zamanında bilgisayarıma  playstation emülatörü indirip METAL GEAR SOLID oynamıştım. Oyunda Sniper Wolf' u öldürdüğüm yere kadar gelmiştim. Wolf öldükten sonra hangara girdiğimiz kısımda oyun benden 2. diski istemişti. "ikinci disk nerde" dediğim kardeşim bana  " Abi yok ki ikinci disk " dediğini  hiç unutmuyorum. Ortalık yerde kaldım öyle. Ne olacak oyunun sonu ne yapacağız derken bir kaç gün sonra pc  sürümünü buldum ve yeniden oynamaya başladım. Tabi pc sürümü port olduğu için grafiksel anlamda bir şey ifade etmiyordu ama hikayesi, sinematikleri ve David Hayter' ın Snake seslendirmesi beni benden almıştı. Ardından MGS 2' yi oynadım. PS2 sisteminin gücü ile MGS serisi başka bir havaya bürünmüştü. Derken MGS 3  geldi. Bu sefer Solid Snake ile değil de Big Boss ellerimizdeydi. En kapsamlı MGS oyunu olmuştu. İçerisine eklenen çoklu oyuncu kısmı ile de çoklu oyuncu deneyimi yaşadı oyuncular. MGS 3 Subsistence sürümünü aldığım için içinde serisinin 1987 ve 1990 çıkan oyunları da vardı.Aradan o oyunlardan  da çıkmış oldu. Derken MGS4 duyuruldu. Muhteşem grafikler, hikaye ve Yaşlı Snake derken dördüncü oyunu da bitirmiş olduk. (Tüm MGS oyunlarını bir anda aklıma getiren  MGS 4'teki  Snake ve Liquid Ocelot dövüşünü hiç bir zaman unutmayacağım. )MGS serisi dördüncü oyun ile daha kapsamlı bir çoklu oyuncu moduna da sahip oldu. Neyse MGS 1 derken MGS 4 derken  Psp platformu için de bir kaç tane oyun yapan Kojima bu oyunlar arasında MGS PEACE WALKER'ı özel bir yere koydu. Zaten oyun  MGS PEACE WALKER ile bağlantı durumda.


Önce MGS GROUND ZEROES' dan bahsetmem gerekiyor. MGS GROUND ZEROES' u PlayStation 4'te daha iyi bir görsellik olacağı için PlayStation 3 'üm varken oynamadım. Ne yazık ki PS4' ü de  hala alamadım. Evlendiğim için konsol parasına beyaz eşya aldım çünkü :D. Neyse Özel hayatımı bir kenara bırakalım. Sıkı bir MGS fanı olarak yeni oyunun bizlere neler getireceğini  sizlerle paylaşmak istiyorum.  Yaklaşık bir sene önce MGS V PHANTOM PAIN' e giriş oyunu olarak çıkan MGS GROUND ZEROUS  ile oyuncuların MGS V hakkında biraz da olsa ön bilgimi olmuştu. Her ne kadar Kojima MGS GROUND ZEROES ' un  tam bir oyun olduğunu ve  ana hikayenin 2 saat kadar sürdüğünü söylese de  ana hikaye modunu 10 dakika içerisinde bitiren oyuncular  bile oldu. Dolayısı ile kısa oyun süresinden şikayet eden oyuncular hem verdikleri paranın karşılığını alamadı hem de  hevesleri kursaklarında kaldı. ( Gerçi benim kalmadı hala oynamadım oyunu biliyorsunuz :D.) MGS GZ oynasaydım daha farklı bir ön inceleme yazardım diye düşünüyorum ama yine de sizler için MGS V PHANTOM PAIN oynamadan önce MGS GROUND  ZEROES ' u oynamakta kesinlikle fayda var diye düşünüyorum.


MGS V  PHANTOM PAIN,  PSP için çıkan MGS PEACE WALKER' dan  1 sene sonrasını konu alıyor. MGS PEACE WALKER'ın  sonunda olanları kısaca hatırlatmak istiyorum. Ramon Galvez Mena'nın Rus ajanı olduğunu öğreniyorduk. Bize ihanet eden Mena,  Peace Walker ile Latin Amerika'yı işgal etmek istiyordu. İşin içine Paz' da karışıyordu. Bu olaylar neticesinde Paz ve Chico esir düşüyordu. MGS GROUND ZEROES ' da   Big Boss, Paz' ın Küba'nın güneyindeki Camp Omegada esir düştüğünü öğreniyor. Miller ile Paz'ı  kurtarma görevine gidiyordu. Tabi kurtarma sırasında XOF adlı grup  Big Boss' u ve Miller' ı yakalıyordu. Daha sonrasında Big Boss 9 sene sürecek bir komaya giriyordu.

Gelişen bu olaylar neticesinde bir hastanede gözlerini açan Big Boss ( aslında ben Snake demeyi daha çok seviyorum.) kafasında şarapnel parçası, sol kolunun da olmadığını görüyordu. Hastaneden kaçmayı başarıp Ocelot' un yardımı ile Afganistan'a gidiyordu. Bildiğiniz gibi bundan sonrası nette defalarca izlediğimiz oynanış videosu ile devam ediyor.



NOW GO! LET THE LEGEND BACK TO LIFE (ŞİMDİ GİT! EFSANE HAYATA GERİ DÖNSÜN)

Serinin  yeni oyunundaki en büyük değişiklik açık dünya öğelerinin içerisinde bulundurması olacak. Değişen hava koşulları, gece gündüz döngüsü, kum fırtınaları ve bir çok doğal etmen oynayışımızı etkileyecek. Düşman üstlerine sızma, gizlilik içeren görevleri çizgisel bir oynanış ile değil de farklı şekillerde yapabileceğiz. Her ne kadar GTA  kadar açık temalı bir oyun olmasa da içeriği hakkında bir kaç izlenimi sizlerle paylaşmak istiyorum

MGS PEACE WALKER' da Kojima MGS serisine yeni bir oynanış sitemi getirmişti.. Mother Base isminde bir üssümüz vardı. Yakaladığımız askerleri balon yardımı ile üsse gönderiyorduk. Burada eğitim alan askerlere görevler verip onları geliştiriyorduk. Görev yapıkça kazanılan puanlar ile kendimize silah,ekipman, araç alabiliyorduk. MGS V' te bu oyun şekli daha kapsamlı olacağa benziyor. İzlediğim videolardan bol bol elmas toplayacağımızı, askerlerin yanı sıra, araçları, konteynırları hatta küçük baş hayvanları bile  üsse gönderebileceğimizi söyleyebilirim. Üsse gönderdiğimiz askerler, araçlar ve bir çok şey bizlere görevlerde yarımcı oluyor. Cephanemiz bittiğinde üssümüze bağlanıp cephane yardımı alabilirken, sızmak istediğimiz üste hava saldırısı yapabiliyoruz.

Kurbanlık koçu üsse gönderirken 

Mother Base' den de bir kaç satır ile bahsetmek istiyorum. Mother Base askerlerimizin, tanklarımız, helikopterlerimizin olacağı, atış talimleri yapabileceğimiz bir karargah. Oyun içersinde topladığımız her şey bu üsse mevcut. Ayrıca Mother Base MGS 2' deki Bis Shell' i andırıyor ve biraz da olsa nostalji yapıyoruz. İzlediğim 30 dakikalık oynanış videosunun sonunda üssümüze bir saldırı oluyordu sanırım ara ara üssümüze saldırılar olacak ve üssümüzü korumamız gerekecek.

MGS V açık dünya temalı olacağı için oyunda bize bir kaç kolaylığa da yer verilecek. Gideceğimiz  noktalar uzak olacağı için araç kullanıp, at sürebileceğiz. Atımızı ıslık yardımı ile çağırıp varış noktalarına daha hızlı bir şekilde gidebileceğiz.

Aranızda MGS 2 oynamış olan varsa Big Shell' de Raiden ile oynarken kameramızı fps görüş açısına alıp yukarı doğru  baktığınızda martıların ekranınıza pislediğini görüyordunuz.  Kojima işte böyle olayları çok seviyor olmalı ki MGS V 'te atımıza arada bir dışkı bırakabiliyor :)

Dört nala gidebileceğiz artık



Gerçek zamanlı bir döngüsü olan oyunda saati ileriye alabiliyoruz. Yapmamız gereken Snake' e sigara içirtip zamanın hızlı bir şekilde akmasını sağlamak. Bu özellik ile gündüz sızmamız gerek bir üsse,  havanın kararmasını bekleyip gece sızabiliyoruz. Karanlıkta düşmanlar bizi iyi göremeyeceği için daha rahat sızma görevi yapabiliriz diye düşünüyorum.

Karşımıza ilk kez MGS 3' te çıkan ve çok beğenilen CQC modu bu oyunda da olacak gibi gözüküyor. CQC modunun dışında oyuna bir de Reflex Modu eklemiş yapımcılar. MGS serisinde düşmanla karşı karşıya gelip düşman sizi gördüğünde çok hızlı olmanız gerekiyordu. Ufak bir hata yapıp düşmanı etkisiz hale getiremezseniz dakikalarca alarmların susmasını bekleyebiliyorduk ve gerçekten sıkıcı bir durum oluyordu. İşte tam burada ise  Reflex Modu devreye giriyor. Düşman sizi fark ettiğinde Reflex Modunu devreye sokarsanız düşman alarm vermeden onu etkisiz hala getirebiliyorsunuz. Dürbün kullanımı da bizim çok işimize yaracak gibi duruyor. Düşmanları işaretleyip yerlerini belirleyeceğimiz gibi gitmek istediğimiz noktaları dürbün ile işaretleyip daha farklı savaş stratejileri belirleyebileceğiz.

MGS serilerini farklı kılan etmenlerden biriside Card Box' lardır. Bir çok geyiğe, espriye konu olan bu kutular  yeni oyunda daha fazla işimize yaracak gibi. Eski oyunlarda içine saklanıp yürüyebildiğimiz sıradan kutulardı. Bu oyunda ise kutuların içine sadece saklanmıyoruz. Kutu içinde saklanırken bir anda kutudan yukarı doğru çıkıp düşman etkisiz hale getirip tekrar kutu içine girebiliyoruz. İkinci olarak ise düşman bizi fark ettiğinde  hemen kutunun yan tarafından hızlı bir şekilde kayarak uygun bir noktaya saklanabilme imkanımız oluyor. Düşman kutuya baktığında kutunun boş olduğunu görüyor ve ardından  düşmanı gafil avlama için fırsat doğuyor.  İşin eğlenceli bir kısmı da var elbet. Telsiz ile destek isteyip düşmanın kafalarına kutuları indirip onları etkisiz hale getirebiliyoruz.

Off Hatuna bak

Solo bir şekilde oynadığımız seriyi yeni oyunda takım arkadaşlarımız da olacağı videolar ile gün yüzüne çıkıyor. Oyunun Tanıtımlarda bir kaç kişiden oluşan askeri bir grup görmüştük. İçlerinden bir tanesi de Quiet' idi. Sanırım oyunda Quiet  veya diğer takım arkadaşları ile beraber görevlere gidebileceğiz. Hiç beklemediğimiz bir takım arkadaşımız daha olacak oyunda. Snake' in  köpeği. İzlediğim videolarda Snake ormanda annesi ölmüş bir yavru köpek buluyor. Onu üsse getiriyor ve büyütüyor. İsmi DD( Diamond Dog ) olan köpek  sanırım görevler sırasında bize baya fayda sağlayacak. Yalnız  takım arkadaşlarımız ölümsüz değil. O yüzden ne arkadaşlarınızı ne de köpeğinizi görevlerde ölmelerine izin vermeyin. Ölürlerse geri gelmeyecekler ve hikaye bu şekilde devam edecek.

Eski oyunlardan da karakterler MGS V' te olacaktır. MGS' deki Ninja Grey Fox' un bile oyunda olacağına dair ihtimaller var. Neredeyse her oyunda olan Ocelot' un bu sefer orta yaşlı halini MGS V' te göreceğiz.( Altı bezli halini görmediğimiz kaldı sadece :D)  Dost görünen Ocelot' tan her şeyi bekleyen ben oyunun sonlarına doğru bize ihanet edeceğini düşünüyorum. Artı olarak İzlediğim bir videoda da  gaz maskeli birisini görmüştüm. Umarım o da PSYCHO  MANTIS' tir. Otacon' un babasını da MGS 5'te  göreceğiz. Bize mekanik kolu yapan da Otacon' un babası olacaktır muhtemelen. Artı olarak Eli adlı karakterin Liquid Snake olduğuna dair söylentiler de bulunmakta.

Liquid Snake misin acaba ?

Oynanışa ve içeriğe odaklı bir yazı yazdığım için oyunun grafikleri için pek bir şey yazmayacağım. MGS serisinin grafik kalitesi  hep üst seviyelerde olmuştur. Oyun Fox motoru ile geliştiriliyor. Fox motorunu daha önce Metal Gear Rising: Revengeance' da görmüştük. Yeni neslin tüm nimetlerinden yararlanacağı için  daha iyi grafiklerle önümüzde olacak. Gerçekçi ışıklandırmalar, gölgele ve  karakter modellemeleri ile görsel şölen bizi bekliyor. Zaten izlediğimiz videolarda ağzımızın suyu akmadı mı ? Oyun PS4' te 60 fps hızında çalışacağı için bize koltuklarımıza yaslanıp oyunu oynamak kalacak.

Kojima' dan tek istediğim beni saatlerce oyun başından kaldırmayan uzun bir oynanış süresi olan bir oyun yapması. Oyun ile sevmediğim tek şey  var onu da yazmadan geçemiyorum. Ne yazık ki Snake' i David Hayter  seslendirmiyor. Sesi ile Snake' e can veren kişi oyuncu Kiefer Sutherland.  Kiefer Sutherland' in dublajını beğensem de David Hayter ile Snake' i bütünleştirdiğim için içimde hep bir şeyler eksik olacak bu oyunda.

Oyunun çıkış tarihi hakkında kesin bilgilerimiz olmasa da 2015' in ilk çeyreğinde çıkacağı kulağımıza gelen dedikodular arasında MGS V' in konsollar dışında pc platformuna da gelecek olması pc kullanıcıları için iyi bir haber olacak gibi duruyor. Kojima umarım oyunu pc platformu için sağlam bir optimizasyon ile yapar. Fare ve klavye desteği de gelirse pc kullanıcıları için MGS V tadından yenmez.

Hikaye konusunda karmaşık olduğunu düşünseniz de, MGS serisi yakından bakınca ayrıntılar ile sizi içersine çekeceğe benziyor. Çocuk askerleri, işkence temalarını, intikamı işleyen MGS V' te yeri geldiğinde hüzünleneceğimiz, yeri geldiğinde eğlenceli göndermeler ile  güleceğimiz, gerilim ve aksiyon dolu, abi bu sinematikler sonsuza dek sürsün dediğimiz bir oyun olacak. Her taşı özenerek hazırlanan gerçekçi grafikler ve sandbox bir oyun olması özelliği ile de bize özgür bir dünya sunacaktır. Seveninin öldüğü, sevmeyenin yüzüne bile bakmadığı seri yeni oyunda bizlere daha farklı bir deneyim sunacaktır. Yazmadığım bir çok etmeni içinde bulduran oyun belki de serinin en iyi oyunu bile olabilir.
Bilgisayarınız güncellemediyseniz hemen yeni bir konfigürasyon dizmenizi ya da yeni nesil bir konsol alacaksanız hemen almanızı şiddet ile tavsiye ediyorum.



Öztürk UYANIK